Yaz git gide yaklaşıyor ve alınan fazla kaloriler ve günümüz sağlıklı beslenme, Welness trendleri, “güzellik= sıfır beden” algısı özellikle genç kızlar ve kadınları esir almış durumda. Bu durum kişilerin üzerinde gereğinden fazla psikolojik baskı yaratarak depresyon gibi birçok psikolojik rahatsızlığı ve yeme bozukluklarını da beraberinde getiriyor. İşte bu gibi durumlarda kişileri kısa sürede fazla ve hızlı kilo kaybı vadeden ama aslında hiç sağlıklı olmayan “şok diyetler” yani oldukça düşük kalorili diyetleri yapmaya zorluyor. Peki şok diyetler nedir biraz bundan bahsedelim.
Şok Diyetler Nedir?
Şok diyetler 800 kcal/gün’ den az ya da 12 kcal/vücut ağırlığı(kg) gün’ den az kalori içermektedir. Kalorisi düşük, protein oranı yüksek diyetlerdir.( 0,8-1,5 g protein/vücut ağırlığı(kg) gün, en fazla 125 g protein/gün) .
Şok diyetlerin çoğu 12 hafta sürmektedir. Diyet daha uzun sürerse sağlık tehlikeye girebilir.
Şok diyetlerin ilk 12 haftasında, yaşam tarzı değişiklikleriyle beraber kişi hızlıca kilo kaybeder. Ancak kişinin bu dönemde iyi bir beslenme eğitimi alması ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmasının yanı sıra artmış fiziksel aktivite düzeyi de kişinin fazla kilo alımını önlenmesine yardımcıdır.
Şok Diyetler Ne Kadar Etkilidir?
Şok diyetler 800 kcal/gün civarında kalori alımı sağlar. Bunlar tıbbi olmayan zayıflama rejimleridir ve bu programlar popüler kitaplarda, reklamlarda, internette geniş çapta tanıtılmaktadır.
Çoğu zaman düşük kalorili diyetler ağırlık yönetimi ve beslenmede uzman olduğunu iddia eden kişiler tarafından yasal kanıtlarla (tıp, doktora, ya da master dereceleri) geliştirilir. Ayrıca diyetler bir ünlü tarafından da yazılabilir, bu kişi ağırlık kaybetmiştir ya da zayıf ve güzeldir, dış görünüşünü bu diyete borçlu olduğunu iddia eder ve bu diyeti destekleyen bilimsel referanslarda verilir. Eğer referanslar iyi incelenirse, çoğu zaman bu referansların eksik, ulaşılması zor ya da sunulan diyetle çok az ilişkili olduğu, okuyanlar tarafından fark edilecektir.
İnsanların ağırlık kazanımını engelleyen popüler diyetlerin başarısızlığı sürekli duyurulsa da, bu diyetler, insanların dikkatini çekmeye devam etmektedir. Vaat edilen ağırlık kaybının cazibesi çok fazladır ve herkes diyetin işe yarayacağına inanmak istemektedir.
Şok Diyetlerin Sağlık Üzerine Etkileri
Toplam enerji alımı az olduğundan vücut ağırlık kaybı devam etmektedir ama buna karşın karbonhidrat alımının az olması vücutta glukoz yerine yağın parçalanarak metabolizmanın ketozise girmesine neden olmakta ve bunun sonucunda da vücudun sıvı dengesi bozulmakta, kanda ürik asit oluşumu artmakta, kas yıkımıyla karaciğer ve böbrekler üzerinde de stres oluşturmaktadır. Ketozis ayrıca güçsüzlük, ağız kokusu, sersemlik, bulantı ve sinirliliğe de neden olmaktadır.
Düşük Kalorili Diyetlerden Örnekler
Karatay Diyeti
Prof. Dr. Canan E. Karatay tarafından ortaya atılan bu diyet sağlıklı bir yaşam için yedisinden yetmişine, çocuk, genç, hamile, lohusa, hasta her bireyin hayat boyu uygulayabileğini önerileri içerdiğini ileri sürmesine rağmendiyet protein ağırlıklı bir diyettir ve günlük ortalama 50 g karbonhidrat içermektedir. Bunun yanı sıra bu diyetin uzun süreli uygulanmasıyla diyet posası başta olmak üzere, tiamin, folat, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, A vitamini, E vitamini ve B6 vitamini yetersizliklerine yol açabileceği, diyetin hayvansal kaynaklı protein içeriğinin artmasına bağlı olarak artan doymuş yağ, kolesterol alımı ile sağlığın olumsuz etkilenebileceğini yapılan araştırmalarda kanıtlanmıştır.
Dukan Diyeti
Dr. Pierre Dukan tarafından ortaya atılan bu diyet 4 aşamadan oluşan protein ağırlıklı bir diyet programıdır. Bu diyetin ilk aşaması sadece protein kaynaklarının tüketilmesini öneren tek yönlü beslenme programından oluşur ve 5 günde 3 kg ağırlık kaybını hedeflemektedir. Yine bu diyette tüketilen yüksek yağ içeriği ile doygunluk sağlayarak bireyin yeme isteğini azaltsa da fizyolojik ve psikolojik yeterliliğe sahip değildir ve bu hatalı beslenme uygulaması sinir ve sindirim sistemini olumsuz etkiler, böbrek ve karaciğere zarar verir. Birçok moda diyette olduğu gibi Dukan diyetinde de bireysel ayrıcalıklar göz ardı edilmektedir.
Taş Devri / Paleo Diyeti
Taş devri diyeti genel özellikleri ile yüksek protein ve yağ, düşük karbonhidrat oranına sahip bir diyettir. Aşırı düzeylerdeki protein alımı vücut kalsiyumunun kayıplarını arttırmakta ve yaşlanmayla bağlantılı böbrek işlevlerinde azalmalara neden olmaktadır. Taş devri diyetinde buğday, arpa, mısır gibi tahıl ürünlerinin(un ve undan yapılabilen makarna, ekmek gibi tüm ürünler dahil) beslenme programında yer almaması gerektiğinisöylerken sağlıklı bir beslenme programında 4 çeşit besin grubundan bir tanesi olan ekmek ve tahıl grubunun mutlaka her öğünde yer alması gerektiği ve hatta günlük olarak en az 6 porsiyon tahıl ürününün tüketilmesi gerektiği USDA (Amerikan Tarım Bakanlığı) tarafından bildirilmektedir. Yine beslenme yanlışlarından bir tanesi İnek sütünün tüketilmemesi gerektiğini savunmamasıdır oysaki Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde yeterli ve dengeli beslenme için gerekli olduğu bildirilmektedir.
Atkins Diyeti
Amerikalı kardiyalog Dr. Robert C. Atkins tarafından oluşturulan ve 1972 yılında yayımlanan diyetin genel özelliği, çok az karbonhidrat, yüksek protein ve yüksek yağ içermesidir. İçerdiği yüksek yağ ve protein içeriği doygunluk hissi vererek kişinin az yemesini sağlarken fazla miktarda alınan yağ ve kolesterolün obezite, kalp-damar hastalıkları ve kanser riskini tetiklemektedir. Atkins diyeti de Dukan diyeti gibi 4 fazdan oluşmaktadır.
Bu diyet ortalama 155 g yağ, 125 g protein, 25 g karbonhidrat alımı ile 2000 kkal enerji içermekte ve bunun %70’i yağlardan gelmektedir. Buna karşılık sağlıklı beslenme programında olması gereken ve Türkiye Beslenme Rehberi’nde (TÜBER-2015) belirtilen sağlıklı bir birey için alması gereken yağ yüzdesi %20-%35’dir. Bu değerler olması gereken değerlerden oldukça yüksek ve sağlıksızdır.
Alkali Diyet
Alkali diyet, son zamanların yükselen yıldızlarından bir tanesi. Alkali diyet; et, süt, şeker, kafein, alkol, yapay ve işlenmiş gıdalar tüketmekten kaçınmak bunun yerine daha fazla taze meyve ve sebze, kuru yemiş tüketerek vücudun pH seviyesini dengede tutmayı vadeden bir diyet programıdır. Her diyet sisteminde olduğu gibi bu diyet sisteminde de kilo kaybı görülmektedir. Ancak oluşan kilo kaybı kişiden kişiye ve metabolizmaya göre değişebilir. Sağlıklı beslenme planlarında haftalık 0.5-1 kilogram arasında kilo kayıplarının olması ideal ve sağlıklı olarak nitelendirilir. Alkali diyet uygulandığında ise ayda ortalama 6-7 kilogram verilebileceği söylenmektedir. Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü’nün araştırmalarına göre alkali diyeti kan ph seviyesinde fark edilir bir değişiklik yapmamaktadır; ancak idrar ph değeri üzerinde farklılıklar olmaktadır. Bu yüzden de klinik yararları hakkında bilimsel bir veriler yer almamaktadır. Alkali diyetin uzun vadeli etkileri üzerine yapılmış araştırmalar yoktur. Ancak bu beslenme planında besin kısıtlamasına gidildiği için vücut için gerekli yağ asitlerinde eksiklikler görülebilir. Özellikle protein kaynağı olan kırmızı et, balık ve tavuk etinin tüketimi sınırlandığı için vücutta kas kaybı, demir, fosfor, B12 vitamini, Omega-3 yağ asidi gibi vücut için gerekli vitamin ve minerallerin eksikliği de görülebilir. En büyük etkisi ise sinir sisteminde hasarların oluşma riskinin fazla olmasıdır.Evetİlk başta kulağa hoş geliyor, bir de sonunda kilo vereceğiniz vaat edilince “Hadi bir deneyelim!” diyebilirsiniz. Fakat hala alkali diyetin sağlığımız üzerine etkisi üzerine yapılmış çalışmalar oldukça sınırlı ve daha fazla çalışma yapılması daha iyi olacaktır.
Sonuç olarak, her yıl erişkin kadınların yarısı ve erişkin erkeklerin dörtte biri diyete başlayacaktır. Çoğu insan ağırlık kaybedecektir ancak düşük kalorili diyetlerden çok azı kaybedilen ağırlığın uzun süre korunmasına izin verir. Ağırlık kaybının tüm faydaları kaybedilen ağırlık geri alındığında tersine dönmektedir. Tıbbi denetimli olmayan, düşük kalorili ya da bir moda diyeti yapacak kişiler, bu diyetlerin zayıf bilimsel kanıta dayalı hızlı ve sağlığa zararlı çözümler olduğuna dikkat etmelidir.
Stj. Dyt. Aybüke KORKMAZ
Diyet Kapımda Merkez
Yorum Yap